Gönüllülük, günlük hayatta ve iş hayatında çok sıklıkla karşılaşılan bir kavram olmakla birlikte tam karşılığının ne olduğunu bilmenin büyük önem taşıdığı bir terimdir. Peki gönüllülük nedir?
Aslında çok küçük yaşlardan itibaren öğrenilen gönüllülük esası, yaş ilerledikçe özellikle sivil toplum kuruluşları ile doğrudan ilişkili bir kavram gibi görünmektedir. Buna karşın temelde hayatın pek çok alanını kapsayan gönüllülük kavramını ve gönüllü çalışmanın ne anlama geldiğini içeriğimizde detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Gönüllülük Nedir?
Gönüllülük, en basit tanımıyla herhangi bir karşılık beklemeden bir işi yapmayı kendiliğinden üstlenmek olarak açıklanabilir. Bu sorumluluğu alan kişiye de “gönüllü” adı verilir. Gönüllüler, kendi hayatları, sevdiklerinin yaşamları ve içinde bulundukları topluluk yararına faaliyetler yürütebilir.
Bu faaliyetleri resmî veya özel herhangi bir kurum veya kuruluşa bağlı olarak veya tamamen bağımsız bir şekilde bireysel olarak da sürdürebilirler. Akla gelebilecek her konuda gönüllü olarak çaba gösterilebilir.
Bu konular çoğu zaman ihtiyaç sahiplerinin gereksinimlerini karşılamak veya ihtiyaçların oluşmasına yol açan temel nedenleri ortadan kaldırmak olarak karşımıza çıkmaktadır. Çok yönlü bir kavram olan gönüllülük kapsamına yalnızca insan hayatı değil, tüm canlıların hayatı, yani kısacası tüm yaşamı konu alabilecek farklı çalışma alanları girmektedir.
Gönüllülük Nedir? Gönüllü Çalışmaların Faydaları Nelerdir?
Örneğin hayvanların yaşam alanlarının korunması için sürdürülen gönüllü çalışmalar, yangında tahrip olan ormanlık alanların yeniden ağaçlandırılması için yapılan faaliyetler ve bir bayram geleneği haline gelen ve gönüllü olarak yapılan yardımlar bu anlamda birer örnek teşkil etmektedir.
Gönüllülük Kavramı Tarihte İlk Ne Zaman Ortaya Çıktı?
Gönüllülük nedir sorusunu yanıtladığımıza göre bu kavramın ilk kullanıldığı dönemi mercek altına alabiliriz. “Gönüllü” kavramı, sözcük kökeninden de anlaşılabileceği gibi manevi bir yöne sahip.
Bu kavramın 1750 yılına kadar Fransa’da acil durumlarda askerî hizmet için çalışan sivilleri tanımlamak üzere kullanılan “voluntaire” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Voluntaire kelimesi ise Latince’de bireyin özgür iradesi anlamına gelen “Latin voluntarius” sıfatına dayanmaktadır.
Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde gönüllülük kavramının bugünkü kapsamına yakın bir noktaya gelmiş olduğu görülmektedir. Bunda elbette 19. yüzyıl başlarında ABD’de başlatılmış olan ve muhtaç kişilere yardım amaçlı yürütülen gönüllü çalışmaların payı oldukça büyük.
Gönüllülük Nedir? Gönüllü Çalışmaların Faydaları Nelerdir?
Öte yandan gönüllülüğün ilk olarak 1. Dünya Savaşı sonrasında kurumsallaşmaya başladığı savunulabilir. Buna göre Pierre Ceresole ve Hubert Parris adlı iki pasifistin 1920 yılında savaşta zarar gören bir köyü yenilemek üzere düzenlediği uluslararası gönüllülük çalışmaları, gönüllülük kavramının uluslararası ve kurumsal bir boyuta ulaşmasında rol oynadı.
Bu hareketin ardından Ceresole ve Parris, gençlerin kültürlerarası dostluklar kurabilmesi odağında çeşitli kurumların gençler için uluslararası gönüllü hizmet programı başlatmasına önayak oldu. Benzer gelişmeler 2. Dünya Savaşı’nın ardından da yaşandı ve savaş yaralarını sarmak üzere geçmişteki gönüllülük faaliyetlerinden yararlanılarak pek çok uluslararası gönüllülük programları başlatıldı.
Savaşın neden olduğu tahribatı gidermeye odaklanan gönüllü faaliyetler, zaman içinde sosyal bakım alanına kaydı ve yaşlı, engelli bakımı gibi konulardaki ihtiyaçlara yöneldi. Uluslararası Gönüllü Hizmet alanında aktif rol alan ilk ulus-ötesi kurum ise UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) oldu.