Muzgiller (Musaceae) familyasında yer alan, Musa Sapientum, Musa acuminata ve Musa balbisiana gibi çeşitli türleri olan muz, boyu 10 metreyi bulan ağaçlarda, tropikal, sıcak bölgelerde yetişmektedir. Anavatanının Endonezya, Güneydoğu Asya, Güney Çin ve Malezya ve Hindistan olduğu bilinmektedir. Ülkemizde yetişme alanı Antalya ile Anamur çevresidir. İlk kez 1750 yılında Mısır’dan Alanya’ya süs bitkisi şeklinde getirilen muz 1930’dan sonra meyvesinden yararlanmak için yetiştirilmiştir. Meyve şeklinde tüketilen muz haricinde pişirmelik muz, kırmızı muz ve elma muzu gibi farklı tür ve çeşitleri de bulunur. Meyve olarak yenen muz Bananos, pişirilen türü ise Platanos adıyla da bilinir.
Muz, üretilen bölgelerde sadece meyve şeklinde tüketilmek için değil pudingler, yoğurtlar, şuruplar, meyve suları, süt ürünleri, kahvaltılık gevrekler, aromatik tozlar, şekerlemeler, esanslar, meyve sosları, enerji barları gibi işlem görmüş gıdalarda tatlandırıcı olarak ya da kozmetik ürünlere aroma kazandırmak için kullanılabilmektedir. Yıl boyunca kolayca bulunabilen bu popüler meyve bazı ilaçların içeriğinde de bulunabilmektedir. Her yaştan insanın severek yediği enerji verici bir taze meyve olan muz, çeşitli vitaminlerle, minerallerle , amino asitlerle dolu olsa da onu yiyen bazı kişilerde alerjik tepkilere ve intoleransa neden olabilmektedir.
Muz Alerjisi, Belirtileri ve Çapraz ReaksiyonlarMuz Alerjisinin Belirtileri
Muz alerjisi olan hastalar, muz tükettikten çok kısa bir süre sonra ya da 1 saat içinde olumsuz reaksiyonlar bildirirler. Belirtiler gıda alerjisinin özellikleridir. Muza karşı alerjik reaksiyonlar çok çeşitlidir, ağızda ve boğazda kaşıntı, kaşıntılı döküntü (kurdeşen, ürtiker), deri veya mukozal şişlikler (anjiyoödem) ve nadir durumlarda boğazda daralma, hırıltı ve hatta kollaps (kuvvetten kesilme, ağır çöküntü) görülebilir. Çoğu durumda, belirtiler meyveyi yedikten sonra saniyeler veya dakikalar içinde başlar.
Hafif Belirtiler
Muz alerjisi en sık olarak diğer gıdalara karşı alerji ile birlikte ortaya çıkar ve iki tip oral alerji sendromundan biri olarak (ağız veya boğazı etkileyen) ortaya çıkar. Hafif belirtilerin 2 tipi vardır:
Polen gıda sendromu: Belirli ağaç polenlerine (Betula pendula ya da adi huş ağacı, kızılağaç veya fındık ağacı polenleri) alerjisi olan bazı saman nezlesi hastalarında görülür. Bu durumlarda, polendeki proteinler yapı olarak belirli bitkisel gıdalarda bulunan proteinlere o kadar benzerdir ki, çapraz reaksiyon olarak bilinen bir süreç nedeniyle gıda yenildiğinde alerji semptomları ortaya çıkar. İlgili yiyecekler bazı taze meyveler, bazı sebzeler ve kabuklu yemişlerdir. Muz bu gıdalardan biri olabilir.
Lateks gıda sendromu: Doğal kauçuk latekse karşı alerjik olanlarda ortaya çıkar. Bu durumlarda lateksteki proteinlerle muzdaki proteinler arasında benzerlik vardır.
Bu iki durumun her ikisinde de ciddi semptomlar olası değildir çünkü alerjiye neden olan proteinler kararsızdır ve yiyecek (bu durumda muz) mideye ulaştığında tahrip olur. Bu nedenle semptomlar dudaklar, ağız, dil, boğaz veya yemek borusu ile sınırlıdır. Çoğu durumda, bu tür oral (ağız) alerjilerden herhangi birine sahip kişilerin adrenalin oto- enjektörleri taşımaları gerekmez.
Şiddetli Belirtiler
Muz alerjisinin ne polene ne de doğal kauçuk latekse duyarlı olmayan kişilerde de ortaya çıktığı bilinmektedir. Semptomlar sadece ağzı ve cildi etkilemeyebilir aynı zamanda solunum güçlüğü ve / veya kan basıncında düşmeye, bilinç kaybına neden olabilir. Bunlar, yaşamı tehdit eden ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilâksi semptomlarıdır. Anafilâksi riski taşıyan kişilere büyük olasılıkla bir veya daha fazla adrenalin oto-enjektör cihazı reçete edilir, bunlar her zaman hazır bulundurulmalı ve ciddi bir reaksiyondan şüphelenildiğinde hemen kullanılmalıdır. Kendisinin veya çocuklarının muza alerjisi olduğundan şüphe duyan herkesin doktorlarına başvurması ve bir alerji kliniğine sevk talep etmeleri şiddetle tavsiye edilir.