Bağırsaklarınızın ikinci beyin olduğunu biliyor muydunuz? Gelin neden bağırsaklarımıza böyle söylüyoruz beraber inceleyelim.
Bağırsaklara ikinci beyin denilmesi uzun zamandır gündemde olan ve halen çeşitli araştırmalar yapılan bir konudur. Bağırsaklarımız da tıpkı beynimiz gibi hatırlıyor, hissediyor; tüm bunların eşliğinde karar verme sürecimizi etkiliyor. Bağırsaklarımızda yaşayan minik canlılar, ödül merkezimize doğrudan etkili olan kimyasalları salgılamaktadır. Bu kimyasallardan biri olup mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotonin yüksek oranlarda bağırsaklarımızda bu minik canlılar tarafından üretilmektedir. Bu şekilde serotonin düzeyinin artması vücudumuzda pek çok olaya sebep olabilmektedir. Bunlar arasında besin alımını azaltması, insomnia gibi uyku bozukluklarını önlemesi, bilişsel durumumuz üzerine etkisi ve duygu durumumuz üzerine etkileri vardır.
Mutlu bağırsak, mutlu insan demektir. Bağırsaklarımızın mutlu, sağlıklı olmasında da beslenme en temel faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Sindirim sistemimiz çeşitli mikroorganizmalara ev sahipliği yapar, bu mikroorganizmalar ise büyük oranda bizim yediklerimizden beslenirler. Yapılan araştırmalar sonucunda yediğimiz besinler sadece fiziksel sağlığımızı etkilemekle kalmaz, tükettiklerimizle oluşan bağırsak mikrobiyotamızın; ruh halimizi, alışkanlıklarımızı ve tercihlerimizi de etkilediği artık bilinmektedir. Sağlıklı beslenmenin alışkanlık haline geldiği kişilerde, güçlü bir mikrobiyota ve dolayısıyla daha sağlıklı beyin işlevleri meydana gelmektedir.
Konu mikrobiyotamız olduğunda 1000 farklı mikroorganizma türünden bahsedebiliriz. Sağlıklı beyin işlevleri için bağırsaklarımızdaki bakterileri belirli bir dengede tutmamız çok önemlidir. 1000 farklı mikroorganizmanın tercih ettiği besin kaynakları da farklıdır. Bazıları için en iyi besin kaynağı karbonhidratlarken, bir diğeri için proteinler, yağlar, posa veya vitaminler olabilir. Bu durumda dengeli beslenmenin önemi karşımıza çıkmaktadır. Biz günlük beslenme planımızda ne kadar sağlıklı olan çeşitli besin kaynaklarından tüketirsek o kadar fazla yararlı mikroorganizmaları tetiklemiş oluruz. Bağırsaklarda farklı türden mikroorganizmaların olması daha sağlıklı bir mikrobiyota olarak görülmektedir. Çünkü bu mikroorganizmalar hücrelerimizin üretemediği besinleri ve gerekli maddeleri üretmemize yardımcı olmaktadır. Bu nedenle, çeşitli besinler içeren bir diyetle mikrobiyatamızı beslemek ve onlar için uygun bir ortam yaratmak önemlidir.
Tükettiğimiz besinlerin vücudumuza girdiğinde uzunca bir yolculuğu ve birçok olaya etkisinden sonra verdiğimiz kararlara, alışkanlıklarımızı değiştirmemize, mutlu olma halimizi etkilemesine kadar etkileri vardır. Bu etkileri göz ardı etmeden sağlıklı, dengeli beslenerek kendimize iyi gelecek olan besinleri tercih etmeliyiz. Çünkü artık biliyoruz ki beynimiz, aldığı kararları aslında kendi başına vermiyor.
Hipokrat’ın yıllar önce söylediği şu sözü konunun önemini bir kez daha göstermiş oluyor: ‘Bütün hastalıklar bağırsaktan başlar. Bağırsak hasta ise vücudun geri kalan kısmı da hastadır.’